Alfa Psikoloji Destek Merkezi

Telefon: +90 (216) 550 94 95 Telefon: +90 (342) 231 93 73
E-Posta: info@alfapsikoloji.com

Bölünme

Bölünme

Yaşlı bir dilencinin genç ve dinamik bir oğlu varmış. Bu oğlan da babası gibi dilencilik yaparmış. Çok neşeli birisi olduğu için herkes ona yiyecek bir şeyler verirmiş. Bu delikanlı çok güçlüymüş. Bir filin kuyruğunu yakalasa fil kımıldayamazmış. Delikanlı zevk için pazardan geçen fillerin kuyruğunu yakalar bırakmazmış. Herkes bu duruma kahkahalarla gülermiş. Herkes çok eğleniyormuş. Bazen bu pazardan kral da fili ile geçermiş. Delikanlı kralın filinin kuyruğundan tuttuğunda fil hareket edemezmiş. Bu durum kral için utanç verici oluyormuş. Bir dilencinin oğlu kocaman fili kontrol edince herkesin ortasında kral için bu durum utanç verici bir hal alıyormuş. Bir gün kral vezirini çağırmış. “Acilen bir şeyler yap. Bu durum benim için küçük düşürücü bir şey. O köyden geçmeye artık korkuyorum. Bu çocuk bazen başka köylere de gidiyor. Herhangi bir yerde filin kuyruğundan yakalayabilir. Delikanlı çok güçlü. Onun gücünü azaltacak bir şeyler yap” demiş. Vezir günlerce düşünmüş ama onun enerjisini boşaltacak, azaltacak bir şeyler bulamamış. En sonunda ülkenin ünlü bir bilgesinin yanına gitmiş. Durumu anlatmış. Bilge “O bir dilenci… Eğer bir dükkanı olsaydı, bir mesleği olsaydı, koruyacak hayvanları olsaydı, memur, müdür olsaydı bu iş kolaydı. Onun yapacak hiçbir şeyi yok. O sırf eğlence için yapıyor. Eğlence için yaptığından bu durum insanların hoşuna gidiyor ve ona bol bol yiyecek veriyorlar. O çok mutlu. Yiyor, eğleniyor ve uyuyor. Onu bu şekilde yenemezsiniz” demiş. Vezir “Lütfen bize yardım edin efendim. Çaresiz kaldık. Ne yapacağız?” demiş. Bilge “Tek bir şey yap. O delikanlıya git. Ona her gün köyün tapınağının lambasını yapması durumunda bir altın vereceğini söyle. Delikanlı sadece gece tapınağın lambasını yakacak her gün bir altın kazanacak” demiş. Vezir itiraz etmiş. “Ama bunun ne faydası olur efendim? Her gün bir altın alacak ve enerjisi daha da artacak. Bu onu daha da güçlü yapar. Artık dilencilik bile yapmaz” demiş. Bilge “Sen endişelenme. Sadece dedikleri mi yap” demiş vezire. Vezir gidip bilgenin dediklerini aynen uygulamış. Aradan bir hafta geçmiş. Kral gene köyden geçiyormuş. Delikanlı kralın filinin kuyruğuna yapışmış ama o da ne? Her zaman ki gibi fili durduramamış. Hatta fil onu sürüklemiş. Bu duruma kral ve vezir çok şaşırmışlar. Vezir bilgeye gitmiş ve bu durumun sebebini sormuş. Bilge “Delikanlı o işi önce zevk için yapıyordu. Kafası çok rahattı. Dünyalık hiçbir sorunu yoktu. Sen ona günlük bir altın verince işin içine ticaret girdi. Sorumluluk girdi. Kaygı, endişe delikanlının beynine üşüştü. Her gece tapınağa nasıl gidip lambayı yakacağını düşündü? İşte bu durum delikanlının düşüncelerini böldü. Altınları biriktirmeye başladı. Altınları hırsızlardan saklamak başka bir sıkıntıydı. Bunu düşündü. Sonra altınları 100 yada 200 tane olunca ne yapacağını hayal etti. İşin içine hayaller ve matematik girdi. Sadece lambayı yakması gerekiyordu. Bir dakikalık iş. Ama bu durum bir endişeye dönüştü. İşte endişe, kaygı, korku kişinin enerjisini böler. Delikanlı artık bu işi eskisi gibi başaramadı” demiş.

Sevgili okuyucu gücünü kaybettiysen içine odaklan.  Hayatında kaç tane lamba yakman gerekiyor? Yarın hangi işleri halledeceksin? Ödemeler dengesi nasıl olacak? Mallar geldi mi? Su, elektrik, telefon faturaları nasıl ödenecek? Eşine tek taş yüzüğü ne zaman alacaksın? Bütün bunları düşünüyorsan bölündün demektir. Düşüncelerin bölününce yaşamın anlamsızlaşır. Birçok zenginle çalıştım. “Eskiden atla eşekle yolculuk yapardım. Şimdi özel uçağım var ama o eski mutluluğumu bir türlü bulamıyorum” diyor. Eskiden her şeyi zevk için yapıyordun. Düşüncelerin bölünmemişti. Şimdi her şeyi ücret karşılığında, daha çok kazanmak için yapıyorsun. Delikanlının becerisi değişmedi. Ama ödül düşüncelerini böldü. Bir işi zevk için yapıyorsanız çok mutlu olursunuz. Ama işin içine ücret girerse o sizin için işkence olur. Kafanızda 40 tane tilki dolaşıyorsa vay halinize. Mezarınızı şimdiden hazırlayın. Mezar taşınıza da “Rahmetli her şeyi hesapladı, düşündü ama bu mezara gireceğini düşünmedi” yazdırsınlar.