Alfa Psikoloji Destek Merkezi

Telefon: +90 (216) 550 94 95 Telefon: +90 (342) 231 93 73
E-Posta: info@alfapsikoloji.com

Panik Atak

Panik Atak

Panik Atak Nedir?

Psikolojide ve psikiyatride panik atağın yüzlerce tanımı yapılabilir. Mesela bunlardan bir tanesi şudur. “Belli zamanlarda belli, durumlarda belli, süreyle meydana gelen aşırı sıkıntı, stres, daralma duygularının kriz şeklinde ortaya çıkmasıdır”. Ben bu klasik tanımların dışında farklı yönlerini, tanımlarını izah etmeye çalışacağım.
Panik atak önyargıdır: Kişi kalp krizi geçireceğim, bayılacağım, çıldıracağım, aklımı yitireceğim gibi düşünüyor. Neden?  Yaşamış olduğu o fiziksel belirtilerden dolayı… Fiziksel belirtilerden yola çıkarak kalp krizi geçireceğini zannediyor. Kişi fiziksel belirtilere, kalp çarpmasına, mide bulanmasına, baş dönmesine, kollarında ve bacaklarında uyuşmanın meydana gelmesine, göğsünde nefes darlığı oluşmasına, sık sık tuvalete çıkma ihtiyacı hissetmesine, bütün bu belirtilere farklı bir anlam yüklüyor, ön yargıyla yaklaşıyor ve bunu bir kalp krizi, beyin kanaması, çıldırma, bayılma şeklinde değerlendiriyor. 
Başka bir tanımı ise panik atak birikimdir: Neyin birikimi? Çocukluğumuzdan itibaren yaşadığımız, içimize attığımız, bastırdığımız travmatik olayların birikimidir. Bunu şöyle bir örnekle açıklamak gerekirse; yaşadığımız sıkıntıları içimize atıyoruz, bastırıyoruz, bastırıyoruz. Bilinçaltı kovasını dolduruyoruz, kova ağzına kadar doluyor. Bir gün öyle bir olay yaşıyoruz ki o olay bardağı, kovayı taşıran son damla oluyor. İşte o taşma anına biz psikolojide panik atak diyoruz. 
Panik atak bir algı yanılmasıdır: Yani yaşamış olduğumuz atak anındaki fizyolojik belirtileri yanlış algılıyoruz. Kalp çarpıntısını, baş dönmesini, gözün kararmasını, görmenin bulanıklaşmasını, ellerimizde, kollarımızda değişik yerlerimizde uyuşmanın meydana gelmesini yanlış algılıyoruz. Algı yanılmasını kalp krizinin belirtisi, çıldırmanın belirtisi, beyin kanamasının belirtisiymiş gibi algılıyoruz.
Panik atak bir illüzyondur: Neden? Gerçek değildir. Tamamen sanaldır yani bir kalp krizi yaşamıyorsunuz. Bir beyin kanaması geçirmiyorsunuz, bayılmıyorsunuz, çıldırmıyorsunuz. Tamamen sanal... Geçmiş yıllarda bir illüzyon gösterisine şahit oldum. Sahnede illüzyonist, yanında iki tane kocaman demir kafes… Kafeslerin altı sandık gibi… Altında tekerleği… Demir kafesleri sağa sola hareket ettirebiliyorsunuz. İllüzyonistin yanında genç bir kız, asistanı illüzyonistin. Kız demir kafesin içine giriyor, kapılar kilitleniyor. Kafesten çıkması imkansız. Kafesin üzerini örtüyor. Diğer taraftaki kafesin de üzerini kapattı. “Hokus  pokus, abraka darba” ile kız  kafesin içinde yok oluverdi. Sol taraftaki kafesin yanına gitti. Onun örtüsünü çekti ve kız bu kafesin içindeydi. Bu illüzyonu hayretler içersinde alkışlıyoruz, şok olduk. Neden? Gözümüzün önünde sanki ışınlama ile kızı diğer kafese transfer etti. Peki bu illüzyonun hilesi neydi? Aslında bu asistan kız tek yumurta ikizi. Asistanın ikiz kardeşi var. Asistan kafesin altındaki gizli bölüme saklanırken diğer kafesteki ikiz kardeş, gizli bölmeden çıkarak rolü devralıyor. Biz de illüzyonist bunu nasıl yaptı diye hayretle bakakalıyoruz. İşte panik atak aynen bunun gibi bir illüzyondur. Terapilerde panik atağın nasıl bir illüzyon olduğunu anlatıyoruz. 
Panik atak alarm sistemidir: Evimize arabamıza alarm sistemi taktırırız. Neden? “Yabancı insanlar geldiğinde, hırsız geldiğinde bize haber versin” diye. Evinize alarm sistemi taktırmışsınız. Alarm ötmeye başlıyor fakat alarmın sesi o kadar iğrenç ki, o kadar tiksindirici ki… “Siz alarm neden ötüyor” diye düşünmüyorsunuz da biran önce içinizi gıcıklandıran o alarmı kapatmak için müdahalede bulunuyorsunuz. Aslında panik atak bir alarm sistemi… Size diyor ki “iyi değilsin, içine çok attın, çok bastırdın, kendine zaman ayır, kendine önem ver bunları boşalt”. Alarm sistemi sizi uyarmak için, size haber vermek için var ama siz hekime gidiyorsunuz “Dr. bey bunları bunları yaşıyorum, ne olur beni bundan kurtarın” diyorsunuz. Hekim de size ilaç yazıyor. Aslında alarm sisteminin çalması, haber vermesi sağlıklı bir şey… Biz “bu alarm sistemi neden ötüyor, neden çalıyor?” bunun sebeplerini sizlere seanslarda öğretiyoruz.
Panik atak ‘savaş ve kaç’ mekanizmasının tetiklenmesidir: Tehlike karşısında canlılar ya tehlikeyle savaşacak yada kaçacak… İşte panik atak anında vücudunuz, bünyeniz, yapınız kendisini iyi hissetmek için size diyor ki “savaş yada kaç”… hiç kimse ölmek istemez. Cennetle müjdelense dahi hiçbir insan ölmek istemez. Bundan dolayı kalp krizi geçireceksiniz “Oooo  ne güzel ben kalp krizi geçireceğim” demezsiniz. Beyin kanaması geçirdiğinizi zannediyorsunuz. “Oh ne güzel ben beyin kanaması geçiriyorum” diye bir şey yok. Biran önce ondan kurtulmak istersiniz. Bu anda da yani tehlike anında aslanın karşısında, köpeğin karşısında vücudumuz atak anında yaşamış olduğu bütün fizyolojik belirtileri gösterir. Yani soyut veya somut olan bir tehlike karşısında aynı tepkiyi gösterir vücudunuz. Sizin için soyut tehlike ne? “Kalp krizi geçireceğim, bayılacağım, çıldıracağım” düşüncesi soyut tehlike… Aslanın kafesine düşmüşsünüz, aslan sizi parçalayacak. “Kalp krizi geçireceğim” dediğinizde yaşadığınız fiziksel, fizyolojik belirtilerle aslanın kafesindeki yaşamış olduğunuz belirtiler aynıdır. O anda savaş ve ya kaç mekanizması tetikleniyor. Ya aslanla savaşacaksınız yada kaçacaksınız. Ya kalp krizi geçireceksiniz düşüncesiyle savaşacaksınız yada kaçacaksınız. Aslında Panik atak bir hastalık değildir. Yaşadığınız belirtilere bakın, atak anında yaşamış olduğunuz belirtilerle köpeğin karşısında, düşmanın karşısında,  korktuğumuzda yaşadığımız belirtiler aynıdır.
Panik atak sahte kabadayıdır: Bir gelir salını salını, blöf yapar. Eğer yerseniz blöfü ömür boyu sizi süründürür. Yemezseniz kendi sizden korkar ve kaçar. Atak gelirken sabredip dayanırsanız, beklerseniz zaten 10-15 dakika sonra atak kendiliğinden kaybolur ve vücut normale döner. Panik atak öldürmez ama süründürür. Yaşam kalitenizi alıp götürür. 
Tags: kekemelik, panik atak, depresyon, vajinismus,  depresyon gaziantep, gaziantep panik atak, gaziantep vajinismus, gaziantep kekemelik, gaziantep psikolog, aile terapisi, cinsel terapi, sınav kaygısı, erken boşalma